On altıncı ve on yedinci yüzyılda matematik, fizik, gökbilim, biyoloji, tıp ve kimya gibi alanlarda yaşanan gelişmeler sonucunda sınırlı ve eski dünya görüşü yerini modern, nicel, bilimsel yöntemlerin kullanıldığı deneye dayalı yeni bir dünya görüşüne bırakmıştır. İşte bu noktada Descartes, aklına takılan sorulara yanıt aramaya başlar: Bugüne kadar doğru olduğuna inandığımız şeylerin hatalı olduğunu gördüğümüze göre artık bir şeyden nasıl emin olabiliriz? Anlığımız veya zihnimizle algıladığımız şeyler gerçek midir? Dış dünyanın bilgisine ulaşmamızı sağlayan algılarımız bizi yanıltabilir mi? Düşünen bir şey olarak biz, neyi kesin olarak bilmediğimizi bilebilir miyiz? Tek gerçek, dünyada hiçbir şeyin kesin olmadığı mıdır? Descartes Meditasyonlar'da, duyularıyla algıladığı bütün bilgileri yeniden inşa etmeye çalışırken sadece mutlak ve kesin bilginin peşinden gider. Bir şeyden kesin olarak emin olmadığımızda ondan şüphe etmemiz gerektiğini öne sürer; kendinden de şüphe ettiği için var olduğu sonucuna varır.
# | Site | Esktra Bilgi |
---|