Kitapta, okuyucunun geçmişten bu güne süregelmiş yaşam tarzını, üç gecenin gizemli dokunuşlarıyla bir daha göz önüne getirmek amaçlanmıştır. Yani insanoğlunun, en etkili vazgeçilmezlerinden olan takıntılarının, bir gecesi, diğer gecelerine göre bir hayli çetin geçen bir zaman diliminde meydana getirdiklerinin, insanlığa ve yaşam tarzlarına olan etkisi gözler önüne serilmeye çalışılmıştır. Gazoz kapaklarıyla örtünmeye çalışan, insanlığın “Çıplak Ayaklar” diye adlandırılan kesiminin, hakikatlerin yoksunluğu içerisinde beyhude bir gidişata sahip olduğu yaşam tarzını düşler aracılığıyla da olsa aydınlığa kavuşturmak, roman içerisinde yer alan ve bir başka amaç olarak güdülen önemli bir olgudur. Ayrıca bu kesimin; yani ancak, minik bir kızın soğuktan donmuş ellerini yüreğinde hissedince uyanabilen Çıplak Ayaklar’ın derin uykusuna ve insanlığa tınlamalar, çınlamalar gibi biçimlerde duyulan “yetiş!” çağrılarına son vermek üzere yaşamın gerçek olgu ve olaylarının kurgulanmasıyla hakikatleri kâğıt üzerinde de olsa, bir mahiyete kavuşturmak için kaleme alınmıştır.